16 Ekim 2007 Salı



Bu seneki bayram tatilimizi arkadaşlarla Assos'ta geçirmeye karar verdik. İstanbul'a yakın olması tercih sebeplerimizden biriydi, diğeri ise Assos'un küçük ve sakin bir yer olmasıydı. İstanbul karmaşasından sonra üç günlük bir dinlenmeye ihtiyacımız vardı. Arefe günü İstanbul'dan çıkış bizi biraz zorladı, Silivri çıkışında meydana gelen kaza sonucu da iftara anca Tekirdağ'a yetişebildik. Yol boyunca rastlayacağınız birçok meşhur köfteci tabelası vardır. Hangisi gerçekten meşhur biz de bilmiyoruz. Her o tarafa gidişimizde şehrin girişinde bulunan Rumeli Köftecisi'ni tercih ediyoruz. Size de tavsiye edebilirim.


Feribot için Gelibolu'yu tercih ettik, çünkü Gelibolu'da hem feribot hem de özel çalışan motorlar bulunuyor, bu nedenle fazla sıra olmuyor. Gelibolu - Lapseki arası çalışır, daha ileriye giderseniz Eceabat'tan da Çanakkale'ye geçebilirsiniz. Çanakkale,Ezine yolunu takip edip Ayvacık sapağından sağa giriyorsunuz. Çanakkale - Ayvacık arası 67 km, Ayvacık'ın merkezinden Assos'a ise 17 km. var. Ben Ayvacık-Assos yolunu çok severim, dar ve kıvrımlı bir yoldur, fakat bu yolu akşam kattettiğimizden bu güzelliği kaçırmış oldum. Toplam yolculuk yaklaşık 6-7 saat kadar sürüyor.


Kaldığımız Bronz Motel Kadırga Koyu'nda bulunuyor. Assos'a vardığınız zaman tabelalar yön konusunda size yardımcı oluyor. Bronz Motel Kadırga Sahili'ne indikten sonra soldaki en son motel, bazen yolunu şaşıranlar motelin içine kadar giriyorlardı. Hatta bayramın 2. günü öğleden sonra çok yoğun yağış vardı, bir bey arabasıyla motelin içine kadar girmiş ve de "Bu yol İzmir'e gitmiyor muydu?" demesiyle motelin sahibi Rober Bey de "Bu yolun İzmir yoluna benzer bir hali mi var?" diye azarlamış adamcağızı :)


Motel'in sahipleri Zuhal Hanım ve Rober Bey çok şeker insanlar, Zuhal Hanım gecenin 00.30'unda bizi kocaman bir gülümsemeyle karşıladı. Bize yiyecek birşeyler bile hazırlamayı teklif etti, fakat oldukça yorulmuştuk yolda, hemen odalarımıza çıktık.






















Adres: Kadırga koyu Behramkale ASSOS Ayvacık ÇANAKKALE
Telefon: 0286 764 01 39





Motelin çok şirin 12 odası 33 yatak kapasitesi var. Çok fazla bir lüks aramayanlar için ideal, odalarda duş, saç kurutma makinası ve 24 saat sıcak su bulunuyor.En önemlisi de Zuhal Hanım'ın kendinizi evinizde hissettiren misafirperverliği de olunca tatilin keyfi çıkıyor doğrusu. Bir diğer özellik ise buraya evcil hayvanlarınızla gelmek serbest, motelin de Puffy adında sevimli bir kanişi var.





















Bayram sabahı arkadaşlarım erkenden uyandırdılar beni, öncelikle hepimiz bayramlaştık. Sonra kahvaltı için deniz kenarına indik, manzara ve hava inanılmaz güzeldi. Açık büfe kahvaltıda ilk defa limon reçeli yedim. Denemenizi tavsiye ederim. Bir de kaşarlı omlet harikaydı. Bu arada bütün yemekler Zuhal Hanım'ın elinden.



Kahvaltımızın ardından hemen deniz kenarına indik, motelin önü çok geniş değil ve de taşlı, o nedenle yanınızda deniz ayakkabısı bulundurmanız iyi olur. Ben hiç hoşlanmam taşlık sahilden derseniz, havlunuzu alıp koy boyunca uzanan kumsalda beğendimiz bir yerden denize girebilirsiniz. Bir de deniz gözlüğü şart, aslında denizin altına bakmak beni ürkütmüştür, ama sanırım Assos'ta bu korkumu yendim. Küçücük rengarenk balıkların etrafınızda dolandığını görmek çok keyifli. Sabah arkadaşlarım yunusların geçişini izlemiş, fakat ben o sırada odamda olduğumdan maalesef yakalayamadım. Deniz kenarında kocaman minderlerin üstüne güneş oldukça yakıcı bir hal alınca, kahvelerimizi alıp zeytin ağaçlarının altındaki hamaklarda keyif yaptık.

Öğleden sonra Behramkale'ye çıktık, arabanızı yol kenarına park eder etmez park görevlisi arkadaş yanaşıp 2,5 YTL istedi. Özel bir otopark yok, nereye park ederseniz geliyorlar. Kaleye çıkarken sağlı sollu bir çok tezgah var. Seramikten, takıya, zeytinden, hediyelik eşyalara kadar herşey bulabilirsiniz. Benim en çok sevdiğim ise, eşime "Benim tezgahıma neden gelmiyorsunuz hep incik boncuklara bakıyorsunuz, biraz da buraya gelin diyen teyzeydi." fotoğrafını çekmedim, çünkü çok hoşlanmıyorlar.


Tepeye çıktığınızda solda Hüdavendigar Camii (14.YY) bulunuyor, küçük bir cami.



Tarihini ve yapısını oradaki tabeladan aktarayım sizlere :
Merkezi tek kubbeli ve kare planlı caminin duvarları yerel andezit taşından, kubbesi ise tuğladan inşa edilmiştir.Caminin mihrabı alçıdan yapılarak geometrik bezeklerle süslenmiştir. İç duvarların alt bölümleri sıvanarak kazıma ve boyama olarak gemi ve değişik motiflerle bezelidir. Caminin giriş kapı çerçevesi bir kiliseye aittir. Kapı üzerindeki yazıtta şunlar yazmaktadır:


"Skamandros şehri başkanı, Anthimos, mükafatı olarak kendi günahlarının bağışlanması için, istekli bir şekilde dua ederek, gayret ve emek vererek Aziz Kornelius Kilisesi'nin sağlam olmayan bölümlerini güzelleştirmek için tamir ettirdi.Her kim bu kilisenin güzelliklerine; durumuna, mozaiğine ve olağanüstü ihtişamına bakarsa, (Tanrının) kölesi olan ve bu binayı tamir ettiren Anthimos'un ölmeden önce işlediği günahların affı için dua etsin."


















Athena Tapınağı (M.Ö. 6. YY.)

Assos'un en yüksek yeri olan akropoldeki Athena Tapınağı, Yunanistan'da yaygın olan Dor düzeninde inşa edilmiştir. Ancak Batı Anadolu'da gelişen İon düzenine özgü olan friz süslemesine de sahiptir. İ.Ö. 540-525 yılları arasında inşa edilen tapınağın çatısı hariç yapının tamamında yerli andezit taşı kullanılmıştır. Girişi doğuda olan cellanın etrfı bir sıra sütun ile çevrilidir. Bu tip tapınaklar peripteral planlı olarak isimlendirilmektedir. Tanrıçanın evi olarak kabul edilen cella tek bir odadan oluşur ve sadece tapınak görevlileri bu oday girebilirdi. Cellada tanrıçanın heykeli
ve ona sunulan hediyeler saklanmaktaydı. Tanrıça için yapılan törenler açıkhavada yapılmaktaydı.

Tören alanı olarak tapınakların giriş kapısının bulunduğu doğu yönü seçilmekteydi. Burada yer alan bir sunak üzerinde yanan ateş içine, tanrıçaya getirilen her türlü yiyacek kapları ile birlikte atılmaktaydı. Katiller, sarhoşlar ve doğuştan kusurlu olanların tapınak alanına girmeleri yasaktı.

Ayrıca Assos, Aristo'nun ilk felsefe okulunu kurduğu yerdir. Ayrıntılı bilgi için aşağıdaki linki tıklayabilirsiniz.


http://www.canakkaletravel.com/canakkale/assos/index.htm













Athena Tapınağı'na giriş için 4 YTL ödemeniz gerekiyor.
















Assos'ta gün batımı çok güzeldir, fakat o gün hava puslu olduğundan günbatımını izleyemedik. Daha sonra limana indik. Arabayla gidiyorsanız limanın içine kadar inmemenizi tavsiye ederim, çok dardır. Genelde herkes yokuşa bırakır arabasını. biz de aynen öyle yaptık, tabi hemen bir otopark görevlisi daha yanımızda bitiverdi, 2,5 YTL. Arabasız gelecek olursanız Ayvacık'ın merkezinden minibüsler çalışıyor.

Assos limanı çok şirindir, birkaç motel ve bolca balıkçı restaurantı vardır. Biz motelimizde Zuhal Hanım'ın hazırladığı balıkları yiyeceğimiz için limanda bir tur atıp döndük. O nedenle restaurant ve fiyatları konusunda bir bilgi veremeyeceğim. Limanda ve Assos'ta hiç banka ATM'si görmedik, sadece Ayvacık'ın merkezinde İş Bankası bulunuyor.






Bayramın ikinci günü hava kapalı olduğundan Ayvalık-Cunda tarafına gitmeye karar verdik. Eşimin büyükbabası Cunda'da yaşadığından siz senede en az iki kere gideriz Cunda'ya. Bu aralar çok popüler olması sebebiyle kalabalıklaşmış olsa da biz Haziran ve Eylül aylarını tercih edip daha sakin zamanlarda gidiyoruz. Ayvalık-Cunda'yı size ilerleyen zamanlarda yeni bir başlık altında anlatacağım.

Ama şimdi bahsetmek istediğim Assos'tan Küçükkuyu tarafına giderken uğrayabileceğiniz iki mekanın linkleri :


http://www.imeceevi.com/


http://www.adatepe.com/web/index.asp


Bu seyahatimizde uğrama şansımız olmadı maalesef, ama seneye tatilimizin bir haftasını Kuzey Ege'de geçirip Kaz Kazdağları, Küçükkuyu, Burhaniye ve Ören'i gezmeyi düşünüyoruz. Bu arada yeri gelmişken söyleyeyim dünyanın sayılı oksijen kaynağı olan Kaz Dağları'nda altın aramak için yapılan katliamı da kınıyorum.


Yolunuz sevgiyle açık olsun :)