18 Eylül 2007 Salı

KARADENİZ-1


25 Ağustos 2007 Cumartesi

Sabah saat 05.00'te İstanbul'dan yola çıkıp otobandan Bolu Düzce yoluyla sabah 09.00'da Ilgaz'a vardık. Ilgaz da kahvaltımızı yaptıktan sonra Kastamonu yoluna dönüp, eşşiz güzellikteki Ilgaz Dağı ve çam ağaçları arasında ilk istikametimiz olan Ayancık'a devam ettik.

Ayancık'a 50 km. kala Akgöl tabelasını takip edip oradaki İnaltı mağarasını görmek istedik. Maalesef ülkemizdeki tabelalama sistemi çok iyi olmadığından Akgöl'e ne kadar mesafemiz olduğunu kestiremedik ve küçük bir mazot sorunu yaşadık. O nedenle siz siz olun deponuzu sürekli kontrol edin. Uzun seyahatlarde yolun güzelliğine dalıp mazotu unutabiliyorsunuz. Sapaktan yaklaşık 60-70 km. sonra Akgöl tabelasına ulaştık. İçeri doğru 4 km. gösteriyordu tabela, yolu çok düzgün değil, yolda çalışmalar devam ediyor, ama biraz yavaş sanırım. Uzun uğraşlar sonunda Akgöl'e vardık.

Hiç duraklamadan İnaltı mağarası için yolumuza devam ettik. Oldukça bozuk bir yoldan yaklaşık 7 km. sonra İnaltı mağarasına varabildik. Gelene kadar şüphelerim vardı, bu kadar yola değecek mi, zaten mağara oldum olası ürkütmüştür beni. Ama mağaranın heybetini görünce bütün zahmete değdiğini gördüm. İçerisi oldukça serindi, üzerime birşey almadığıma çok pişman oldum. Mağaranın derinlerine kadar inebildik, çünkü güzel bir andınlatma yapılmıştı. Kapıda bir görevli var fakat giriş için hiçbir ücret talep edilmiyor.






Dönüşte geldiğimiz yoldan farklı bir istikamet izledik, yolun o tarafının daha düzgün olduğunu söylediler. Gerçekten yemyeşil ağaçların arasından kıvrılarak giden çok keyifli bir yoldan geri döndük.

Keyifli dönüş yolunun ardından tatlı bir yorgunluk içinde Ayancık'a vardık. Kalacağımız Öğretmenevi'ni bulmak hiç de zor olmadı, sahile iner inmez karşımıza çıktı. Ayancık çok şirin bir sahil kasabası, dükkanlar bile orjinalliğini bozmamış, akşam yanımıza fotoğraf makinamızı almadığımızdan maalesef fotoğraf çekemedim. Uzun aramalar sonucu sahildeki çay bahçelerinden birinde yemek yemeğe karar verdik. Kadınların mantı açtığını görünce hemen biz de mantı söyledik. Garson çocuğun fıstıklı mı yoğurtlu mu olsun sorusunu ilk başta anlamasam da, kendimce fıstıklı yemenin doğru olacağına karar verdim. Mantının üzerine yoğurt yerine bildiğiniz şam fıstığının dövülmüşünü döküyorlar, ayrı bir lezzeti vardı, denemenizi tavsiye ederim.

2 yorum:

Tijen dedi ki...

Ooo siz bu gezilerden bir sürü lezzet eklersiniz sevgili Bahar! Teşekkürler.

Unknown dedi ki...

İnşallah Tijen Hanım :)